23 Mayıs 2016 Pazartesi

BU ÇOCUK KİMİN?

Kitap Hakkında
Kitabın Adı:Bu Çocuk Kimin
Yazarı:Kemalettin Tuğcu
Kaç Sayfa:80
Konusu: Pes etmemek,doğru sonuca ulaşmak için çok çalışmak
Kitap hakkındaki düşüncelerim: Kitapta aile konusu yer almaktadır.Kitabın konusu, bir sorunun çözümünü araştırıp,kanıtlarını bulup ortaya çıkartmaktır.Kitapta aile konusu yer almaktadır. Olayların kahramanı Yaşar’dır.Benim kitapta en güzel bulduğum yer Yaşar’ın gerçeği ailesine anlatmasıdır. Kitabı beğendim.Kitaptaki akıcı üslub ve Yaşar’ın mücadeleci ruhu çok hoşuma gitti. Kitabı okursanız eminim siz de benim gibi Yaşar’ı tebrik edeceksiniz.

ÖZET
      Yaşar aslında İstanbullu bir çocuktur;ama ne yazık ki bebekken başka bir çocukla değiştirilmiştir.Değişimi şöyle olmuştur:Yaşar’ın gerçek annesi Serap ile onun hizmetçisi Cemile’nin çocukları sürekli ölü doğmaktadır.Serap ile Cemile bir birlerini çok sevmektedirler. Çünkü Cemile uzun bir süre Serap’ın yanında hizmetçilik yapmıştır.Tesadüfen ikisi de aynı gün doğum yaparlar.Serap’ın çocuğu zayıf ve hastalıklı doğmuştur.Bunun üzerine doktor ve kalfası düşünür.Cemile’ye büyük bir miktar para teklif ederler ve :’’Serap’ın çocuğu fazla yaşamaz. Sen Serap’ın çocuğuna bak.Nasıl olsa ölecek. Büyüyünce sen kendi çocuğuna sahip çıkarsın’’ derler. Cemile parayı kabul eder ve kendi sağlıklı çocuğunu Serap Hanım’ın çocuğu gibi gösterir. Bu olayı sadece Cemile,doktor ve kalfa bilmektedir.Serap Hanım’ın ve Cemile’nin kocasının  bile olaydan haberi yoktur.
     Cemile almış olduğu parayla köye döner ve köyde yaşamaya başlar. Yaşar zannedildiği gibi ölmemiştir.O büyümüş ve köyde okula başlamıştır.Öğretmeni Yaşar’da köylü çocuklarında olma
yan özellikler gözlemler.Cemile’nin kocasına bu çocuk senin mi? diye sorar.İçinden de Yaşar aynı şehirli çocukları gibi hareket etmektedir diye geçirir.
     Yaşar’ın olaylardan bir zamana kadar haberi olmaz.Ancak olayların farkına büyüdüğünde varır.Okumak için İstanbul’a gittiğinde bilmeden komşu aile diyerek kendi ailesinde kalmaya başlar.Orada İlk olarak belirgin bir şekilde ortaya çıkan şey,Yaşar’ın Serap’ın kocasına çok benzemesi olur.Sonra dedesi gibi resim çizebildiği de görülür.Yaşar köye dönünce Cemile ölür. Ölmeden önce Yaşar’a vasiyeti Serap hanımın oğlunu koruması olur.
         Yaşar bir süre sonra gördüğü benzerlikler karşısında şüphelenmeye başlar ve hayatını araştırır.Başından geçen bütün olayların delillerini bulur.Kanıtları gerçek ailesine göstererek onları ikna eder ve ailesiyle mutlu bir hayat sürmeye başlar.

    

22 Mayıs 2016 Pazar

WILHEM TELL


Kitap Hakkında
Kitabın Adı:Wilhem Tell
Yazarı:Friedrich Vor Schiller
Kaç Sayfa:96
Konusu:Birlikten güç doğar.
Kitap hakkındaki düşüncelerim:Kitapta macera yer almaktadır.Kitabın konusu birlik kurmanın daha büyük güçler doğurabileceğidir.Olaylar İsviçre’de geçiyor.Kitaptaki en ilginç yer bana göre kitaptaki acımasız valinin ölümüdür.Olayların kahramanı Wilhem Tell’dir.Ben bu kitabı çok beğendim.Arkadaşlarıma da tavsiye ederim.Şu ana kadar okuduğum en güzel kitap budur.

ÖZET
     Schwayz,Untervalden ve Uri bölgeleri İsviçre’nin ortasında yer almaktadır;fakat bu topraklar,o zamanlar Avusturya İmparatorluğuna bağlıdır.İmparator halkın kendi topraklarında özgürce yaşamalarına izin vermiştir.Ne yazık ki bu düzen fazla sürmez.İmparator ölünce yerine oğlu geçer.Oğlu,babası gibi adil değildir.Halka acımasız davranır.O kadar kötüdür ki halk ona ‘kara dük’ adını takar.Acımasız imparator babasının halka verdiği hakları geri alır.Halk onun bu acımasızlığından bıkmıştır.Dayanamayan bir adam, Kralın Naibi evini almak isteyince onu öldürür.valinin adamları Kralın Naibi’ni öldüren adamı ararlar ama yakalayamazlar.Çünkü Wilhem Tell onların kaçmasına yardım etmiştir.Bununla adamı kaçıran valinin adamları insanlara rahat vermezler. İnsanlara baskı yapmaya devam ederler.Bunun üzerine halk dayanamayıp bir birlik kurarlar.
     Halk birliklerini kurarken acımasız valinin acımasızca bir emir verdiğini daha duyarlar.Bu emirde,bir direğe şapka dikilir.Vali,şapkayı selamlamayanlara ceza verileceğini duyurur ve direğin yanına üç nöbetçi koydurur.Wilhem Tell oradan geçerken şapkayı selamlamadığı için onu tutuklarlar.Vali,kendi oğlunun başındaki elmayı yüz adım uzaktan vurursa onu serbest bırakacağını söyler.Wilhem Tell oğlunun başındaki elmayı vurmadan önce bir oku da gömleğininin içine gizler ve başka bir okla oğlunu başındaki elmayı vurur.Vali ona gömleğine gizlediği okun ne olduğunu sorar.Wilhem Tell oğluna ok değerse bu okla onu öldüreceğini,okun hedefini bulacağını söyler.Vali bunun üzerine Wilhem Tell’i bırakmaz.Wilhem Tell onları denizde yolculuk yaparlarken atlatır ve kaçar.
    Wilhem Tell bu olaydan sonra hesaplaşmak için hep gölge gibi valinin peşindedir.Bir gün acımasız valinin boş bir anını bulur ve onu uzaktan ok atarak öldürür.Halk bu olayı duyunca hemen acımasız valinin kulelerini ve şatolarını yıkarlar.Ardından bir haberci gelir ve İmparatoru kendi yeğeninin öldürdüğünü söyler.İsviçre artık özgürdür ve bunda Wilhem Tell’in de parmağı vardır.








19 Mayıs 2016 Perşembe

SAKLI KENT

                               Kitap Hakkında
Kitabın adı: Saklı Kent
Yazarı        : Ahmet Yılmaz Boyunağa
Kaç Sayfa  : 96
Konusu      :Macera kitabı.
Kitap hakkındaki düşüncelerim: Bu kitapta macera yer almaktadır. Bu kitap cesaretin zor durumlarda nasıl işe yaradığını anlatmaktadır.Kitap Abbasi Halifesi Harun Reşit zamanında ıssız adada ve denizlerde geçmiştir. Bana en ilginç gelen olay Ahmet Murat ve arkadaşlarının ‘Saklı Kenti’ bulmalarıdır. Olayın kahramanları Ahmet Murat,Mahmut ve Hidayettir. Bu üç arkadaş karşılaştıkları tehlikelere karşı birlikte hareket etmişler ve en zor maceralara birlikte atılmışlardır.Macera kitabı olduğu için ben bu kitabı çok beğendim. Bu kitabı arkadaşlarıma tavsiye ederim.Zevkle okuyacağınızı umuyorum.

ÖZET
     Ahmet Murat’ın babası ayakkabıcıdır;ama Ahmet Murat ayakkabıcı olmak istemiyordur. O tüccar olmak niyetindedir. Birgün bu duygusunu babasına açıklar.Babası onun söylediklerini biraz düşünür;çünkü tüccar olmak sermaye istemektedir.Oğluna bunu söyler.Ahmet Murat babasının hiç merak etmemesini ister.İlk başlarda biraz para biriktirir.Sonra Hindistan’a gidip oradan mal alıp Bağdat’da satmaya niyetlenir.Ama istediği gerçekleşmez.Çünkü gemide yolculuk yaparken fırtınada gemiden uçmuş ve denize düşmüştür.Neyse ki kocaman bir tahta parçası bulur ve canını kurtarabilir.Bir adaya çıkar.Adayı ıssız sanır.Sonradan adada yerlilerin yaşadığını öğrenir.Şöyleki adanın yerlilerinin üç adamı kovaladığını görür.Yerliler kaçanlardan birini öldürürler,birini yakalarlar üçüncüsü ise kaçmayı başarmıştır.Ahmet Murat kaçamayan adam için bir çare düşünür.Mahallede oynadığı ses çıkarma oyunu aklına gelir ve boğuk homurtular çıkarmaya başlar.Yerliler bu sesten korkarlar ve meydandan kaçarlar.Bunu fırsat bilen kaçan adam esir arkadaşını kurtarır.Bunların adı Mahmut ve Hidayet’tir. Bu üç kişi birbirleriyle kısa sürede arkadaş olurlar.Yerlilerin saldırılarına karşı ok ve mızrak gibi ilkel şeyler yaparak karşılık vermeye başlarlar.
     Sıradan bir gün Mahmut’un yaslandığı bir kayanın ardında tesadüf sonucu gizli bir geçit görürler.O geçitin saklı bir kente çıktığını farkederler. Bu saklı kentte normal insanlar yaşamaktadır. Kahramanlarımız saklı kentte yaşamaya başlarlar.Evlenip yuva kurarlar.Aileleri olur,ticaret yaparlar ve zengin olurlar.Saklı kentten dışarı çıkmaları yasaktır.Çünkü saklı kentin fertleri asla dışarı gidemezler.Saklı kentin sırrı ortaya çıkarsa saklı kentin halkı zarar görebilir diye böyle bir kural konulmuştur. Yalnız vatan hasreti kahramanlarımızın peşini bırakmayınca saklı kentten arkadaş edindikleri Abdullah ile Ahmet Murat ve Mahmut ailelerini de alarak gizlice saklı kentten deniz yoluyla kaçmayı başarırlar. Bu arkadaşlar ne zaman konuşacak olsa ya yaşadıkları maceraları anlatırlar ya da saklı kentten bahsederlerdi.








SATICI ÇOCUK

                               Kitap Hakkında
Kitabın adı: Satıcı Çocuk
Yazarı        : Ahmet Yılmaz Boyunağa
Kaç Sayfa  : 110
Konusu      : Çalışkanlık ve dürüstlük
Kitap hakkındaki düşüncelerim: Bu kitapta çalışkanlık ve dürüstlük yer almaktadır.Kitabın ana fikri çalışkanlığın dürüstlükle birleştiğinde başarının kaçınılmaz olduğudur.Hikaye Murat’ın simit satmasıyla başlar.Sonraları gazoz ve fıstık da satar. Bir yandan okumaya tutunur, bir yandan da evinin geçimini üstlenir. Her ne olursa olsun doğruluktan ayrılmaz. Benim kitapta en ilginç bulduğum ve sevdiğim kısım ‘yağlı direk’ tir. Kitabımızın kahramanı orta birinci sınıfa giden Murat’tır. Genel manada kitap güzel.Çok önemli ahlak dersleri veriyor; ancak ben bu kitabı sevmedim. Çünkü ben macera kitaplarını severim.Bu kitap da ise pek fazla macera olduğu söylenemez. Bu kitabı okurken bazı yerlerde Murat’a acıdığımı, bazı yerlerde ise Murat’ı tebrik ettiğimi belirtmeliyim.

ÖZET
       Murat orta birinci sınıfa giden bir çocuktur.Bir yangın sonucu babasını kaybetmiş ve annesi,dedesi ve kızkardeşi ile yaşamlarına devam etmek zorunda kalmıştır.Annesi el kapılarına yokluk yüzünden çalışmaya gitmektedir;ama Murat’ın gönlü buna razı gelmemektedir. Bunun üzerine iş bulma kurumuna gider.Kendine göre iş bulamayınca aklına simitçilik gelir ve simit satmaya başlar.
     Murat’ın sürekli ilke edinmekte olduğu bir şey vardır.O da dürüstlüktür.Murat her durumda ve her yerde dürüst davranmaktadır. Ahlaklı bir çocuk olduğu için kavga etmeyi de hiç sevmez. Kendine güveni tam olduğundan yeri geldiğinde büyük kahramanlıklar da göstermiştir.Bunlardan bazıları, boğulmakta olan bir kızı kurtarmış ve yağlı direk üzerinde ustaca yürüyüp, tam düşeceği sırada,nazlı nazlı direk ucunda sallanan bayrağımızı almayı başarmıştır. Murat’ın başından geçen olaylara genel olarak bakıldığında pek de fazla macera bulunmamaktadır.